Bir türlü fırsat olmadıydı ramazanla ilgili bi yazı yazmak. Nerden bilirdim ramazan tandanslı ilk yazım da böyle hüzünbaz olacakmış. Televizyonlarda görüp izledim bütün ramazanı zannediyodum. Sultanahmette çimlere yayılmış iftar açanlar, alışverişteki istisnasız hepsi dert yanan insanlar, davulcular, pastırmalar, ibişler. Meğer ramazan hiç öyle birşey değilmiş yeni anladım.
Geçen gün arkadaştan eve gelmek üzere düştüm yollara. Farkında olmadan tam iftar saatlerinde düşmüşüm yollara. Yıllar yılı cıvıl cıvıl bildiğim, bir sokağında binbir çeşit tip gördüğüm bu koskoca İstanbul bir ıssız kasaba oldu kaldı gözlerimin önünde bir anda adeta. Ne sokakta koşuşturan insanlar, ne yoldan seri halde geçen arabalar. Eskiden haykırsam duyulmazdı sokaklarda şimdi öksürsem nice mahallelere kadar yankılanır. Alışmamışım İstanbul'u böyle görmeye zor geldi. Bir daha da tövbe iftar saatinde sokağa çıkmam, oturur herkesin fikrini soran ana haber bültenlerine bakarım. Efkarlanmak istemeyen kimseye de tavsiye etmem iftar vakti sokağa çıkmayı.
Archives
-
▼
2009
(174)
-
▼
Ağustos
(62)
- Koltuksuz kaldırım sahası
- Yerle yeksan bir mazlum mekan
- İnternetten menejerlik: Goal United
- Yeşil sahalarda bir küçük mücahit
- Realizmin korkunç yüzü ilkokullarda
- Televizyondan gelecek sağlık beni gerer
- İstanbul için efkar vakti
- Bir başlama vuruşçusu olarak Usain Bolt
- İşsizlik maaşı ve sanat bağlantısı
- Bir organize suç olarak kopya çekmek
- 2016 Olimpiyat adayları logoları
- Nereye kaçtın TTNET?
- Bir kıstas olarak Big Mac
- Globalize et bizi Twitter
- Usain Bolt
- Kolik derken?
- Rus'tan kıstas olmaz
- Yalan dolanmış Depacco dedikleri
- Pastadaki kod
- Bizim buraların ingilizcesi - 3
- Pizza Hut'ın günahını aldım
- Atıp tutmadan yazarlık
- Bizim buraların ingilizcesi - 2
- Yeter ki Empire olsun
- Meğer sıcakmış
- Bursaspor Ankaragücü kardeşliği
- Sim kart dediğin bu muymuş?
- Biraz da böyle çevirelim
- Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 2
- Televizyon adamı böyle yapar
- Bizim buraların Rambosu
- Dar alanda kısa paslaşmalar
- Facebook'taki gizli Konami Code
- Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 1
- 2009-2010 sezonu süper lig formaları
- Hayatı aksatan teyzeler
- Reyting için neler yapılır?
- Bizim buraların ingilizcesi
- Kahrol uçak al sana lazer
- Allah'a emanet
- Renklerin uyandırdığı hissiyatlar
- Sevim koş katil gidiyor
- Adam dediğin ıssız olur
- Kadın programlarının esrarı
- Tebrikler 100 kontör kaybettiniz
- Müşteri Hizmetleri Temsilciniz bana bağlansın
- Sayısal loto vs. iddaa
- Hayalleri gerçek oldu: Semih Saygıner
- Bahadır Akkuzu
- İman gücü ile AIDS'e karşı koymak
- Peki bu neyin süper kupası
- Türkiye'de olur öyle
- Mevsimlik öğrenci
- Peki Youtube da bizi görecek mi
- Amish diyip geçmeyelim
- 3G geldi de bu kadar mı geldi
- Okeyde kaybeden aşkta kazanmasın
- Amish olmuşsun amma...
- Babayı karıştırma
- İçerik mi görsellik mi?
- Ağustos da bana mı ağustos
- TV'de film keyfi
-
▼
Ağustos
(62)
Bu Blogda Ara
Be it a rock or a grain of sand, in water they sink as the same.
İstanbul için efkar vakti
29 Ağustos 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Farklı bir yerden duygusal bir bakış açısı. Hiç o yönden düşünmemiştim.
Asude bir megakent. Kükremeyen aslan gibi. Ya da ağlamayan bebek gibi.
Hay Allah çok ilginç.Ve güzel..
teşekkürler
ben de köprü trafiğini yaşadım iftar'da. o çok feci. bütün arabalar iftarda köprüde oluyor sanırım.
bence de çok ilginç bi bakış açısı. Geçen sene son günleri servisten indiğim saatlere denk gelmişti. Efkarlanmaktan ziyade hoşuma gitmişti bomboş koca cadde. Kalanıda zaten tem otobanında bilimum korna sesleri eşliğinde geçti :)
Yorum Gönder