Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 1

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Sevgili dostum Sergei
Bundan yaklaşık 2 ay kadar önceydi. Moskova denen bu çöl kadar ıssız penguen yanağı kadar soğuk şehirde dolaşmaya çıkmıştım. Bir gün öncesinde yakın dostum Dimitri'den hacıladığım enfiye kutusunu düşürdüğüm yeri bulabilmek adına saatlerce yürümüş gitgide de sinirlenmiştim. Yıllar önce insanların bana saygıda kusur etmediği, kaldırımda attığım adım başına 3 kişiye selam verdiğim bu Moskova denen yalnızlar şehrinde artık kimseyi görmeden adeta bir görünmez adam gibi ilerliyordum. Hayatında ender yaşadığım hislerden birisi olan iyi birşeyler olma beklentisi de o gün içime doğmuştu nedense. Böylelikle beni de en hassas noktamdan vurmuş oldunuz sevgili Sergei. Eve döndüğümde güçlükle ve ağır ağır açtığım kapnın altında görmüş olduğum mektubunuzla içimdeki hayata uzanmaya çalışan kavak ağacım yeşillenmişti adeta. Mektubu yerden koparırcasına alıp zarfı yırtarcasına açtıktan sonra şekilsiz el yazınızı ve karaktersizliğinizi yansıtan cümlelerinizi hayretle okudum. Aziz dostunuz olduğunuzu iddia ettiğiniz İvankov adlı birisinden, kendinize ezile büzüle imajı vermeye çalışarak istediğiniz 100 rubleyi hayretle okudum. "Kim bu kendini bilmez?" diye içimden geçirdikten sonra birkaç dakika önce bir köşeye fırlattığım buruşmuş zarf gözüme ilişti. Bir kere daha yerden koparırcasına alırken aynı zarfı artık neşeli değil sinirliydim. Üzerinde adınızı okuduktan sonra yollamış olduğunuz adres gözüme ilişti. Koskoca Moskova'ya sadece sokak ismi yazarak bir mektup yollayabilecek kadar bilgisiz biri nasıl olabilir diye düşündükten sonra belki sizi bilgilendirmek için belki de hatanızı yüzünüze vurmak gayesiyle yaptığınız yanlışı yüzünüze vuran bir mektup yazıp yolladım. Ancak siz ne kadar sönük bir insanmışsınız ki bu mektubuma cevap vererek bir muhabbet başlatma çabasına girdiniz. Artık bunu sizin de bilmenizi isterim sevgili Sergei, sizden zerre hazzetmiyorum. Ancak Moskova denen bu ıssız bina ormanında konuşacak birine o kadar muhtaç hissediyormuşum ki kendimi yine de size bu mektubu yazma gereği duyuyorum ve bir yandan da öldüresiye merak ediyorum bu sefer ne gibi bir cevap yazacağınızı.
En içten duygularımla
Vladimir


Aziz dostum Vladimir
Aylar önce yazdığım bir mektubun yanlış adrese gitmesi sizden bir cevap alınca beni bir nebze olsun insaniyet namına ümitlendirmiş ancak sonra sizin gibi bir haddini bilmez ile muhattab olduğumu öğrenince içimden, mektubunuzu aldığım anda diğer elimde tutmakta olduğum baltayı ağzınıza gözünüze çalmak geçti. İlk olarak belirtmek isterim ki sizin gibi sanattan anlamaz insanların Moskova'nın şiir kokan sokaklarında at gözlükleriyle dolaşıp o güzellikleri farketmezken, benim yazdığım şiir kitabını bastırabilmek için Moskova'da yaşayan aziz dostumdan 100 ruble borç istediğim mektup yanlış adrese gitmesi üzerine 2 aydır odunculuk yapıyorum. Kalem tutması gereken ellerim balta tutmaktan nasır oldu. Ancak insanın kendi özüne ulaşmasında bu yalnızlığın ve fiziksel faaliyetin önemli olduğunun bilincinde olmam neticesiyle ben özüme ulaştığımda ve mutlak iç huzuruna eriştiğimde siz yine Moskova'nın o gri ancak bir ebemkuşağı kadar renkli sokaklarında bir selam görebilme ümidiyle aval aval insanların suratına bakıyor olacaksınız. Bu kaba tutumlarınıza da bakacak olursak eskiden onca selam vereniniz olduğunu iddia etmenize rağmen şimdi bu yalnızlığınızı anlamakta hiç zorlanmıyorum. Bana ettiğiniz onca hakaretten sonra konuşabildiğiniz (ki buna konuşmak denilebilirse) 2 insandan birisi olmam benim için de son derece nahoş bir durum. Ayrıca diğer konuştuğunuz kişi olan ev sahibiniz Andriy beyefendiden de hiç hazzetmediğinizi biliyorum. Size baktıkça acımaktan başka birşey gelmiyor elimden, ayrıca bundan sonra yazacağınız haddini bilmez cümleler esnasında adresinizi bildiğimi ve elimde bir balta olduğunu hatırlamanızı dilerim.
En kısa sürede özünüze ulaşabilmeniz dileğiyle.
Sergei

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin