Konuya böyle başlamak istemezdim amma velakin Çağan Irmak'ı sevmem, hatta diyebilirim ki seveni de sevmem. Yanlış anlaşılmasın kimdir tanımam tipini görmüşlüğüm yoktur nasıl bir insandır bilmem. Ancak filmlerindeki "dur şunları biraz ağlatayım ehehe" tutumu (ya da en azından bana öyle geliyor) hiç hazzetmediğim bir tutumdur. Ancak gel gelelim nihayet bu kalıba uymadığını düşündüğüm bir Çağan Irmak filmi ile karşı karşıyayım.
Filmden bahsetmek gerekirse modern hayatın yalnızlaştırdığı insanların aşık olma ve yakınlaşma çabaları neticesinde yaşadığı hezeyanlar gibi süslü bir cümle kurmak mümkün. Ayrıca düşük bütçe ile çekilmiş hiç kasmadan izlenebilen kafa yormak gerektirmeyen büyük sürprizleri olmayan sade güzel bir film. "Benim hayatım tırt her izlediğim okuduğum şeyden ders çıkarmadan edemiyorum" diyenler için de elindekilerin kıymetini bilmesini sağlatıcak mesajlar içeren bir film. Bana soracak olanlara da söylemem gerekir ki filmin en cazip yanı (benim için) kafa yormadan rahat rahat seyredilebilmesi (ki bu noktada da filmin süslü gereksiz diyaloglardan arınmış olması ve başarılı müzikleri sayılabilir) ve izlerken izleyiciye yabancı gelen karakterler mekanlar olmaması.
Dünya çapında ses getirecek kitleleri ayaklandıracak bir film olmasa da gözümde Türk sinemasının son zamanlarda neler yaptığını neler çektiğini görmek isteyecekler için güzel bir örnek olabilecek ve Türkiye için son derece başarılı sayılabilecek bir film. Şahsen tavsiye etmekte sakınca görmem.
Archives
-
▼
2009
(174)
-
▼
Ağustos
(62)
- Koltuksuz kaldırım sahası
- Yerle yeksan bir mazlum mekan
- İnternetten menejerlik: Goal United
- Yeşil sahalarda bir küçük mücahit
- Realizmin korkunç yüzü ilkokullarda
- Televizyondan gelecek sağlık beni gerer
- İstanbul için efkar vakti
- Bir başlama vuruşçusu olarak Usain Bolt
- İşsizlik maaşı ve sanat bağlantısı
- Bir organize suç olarak kopya çekmek
- 2016 Olimpiyat adayları logoları
- Nereye kaçtın TTNET?
- Bir kıstas olarak Big Mac
- Globalize et bizi Twitter
- Usain Bolt
- Kolik derken?
- Rus'tan kıstas olmaz
- Yalan dolanmış Depacco dedikleri
- Pastadaki kod
- Bizim buraların ingilizcesi - 3
- Pizza Hut'ın günahını aldım
- Atıp tutmadan yazarlık
- Bizim buraların ingilizcesi - 2
- Yeter ki Empire olsun
- Meğer sıcakmış
- Bursaspor Ankaragücü kardeşliği
- Sim kart dediğin bu muymuş?
- Biraz da böyle çevirelim
- Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 2
- Televizyon adamı böyle yapar
- Bizim buraların Rambosu
- Dar alanda kısa paslaşmalar
- Facebook'taki gizli Konami Code
- Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 1
- 2009-2010 sezonu süper lig formaları
- Hayatı aksatan teyzeler
- Reyting için neler yapılır?
- Bizim buraların ingilizcesi
- Kahrol uçak al sana lazer
- Allah'a emanet
- Renklerin uyandırdığı hissiyatlar
- Sevim koş katil gidiyor
- Adam dediğin ıssız olur
- Kadın programlarının esrarı
- Tebrikler 100 kontör kaybettiniz
- Müşteri Hizmetleri Temsilciniz bana bağlansın
- Sayısal loto vs. iddaa
- Hayalleri gerçek oldu: Semih Saygıner
- Bahadır Akkuzu
- İman gücü ile AIDS'e karşı koymak
- Peki bu neyin süper kupası
- Türkiye'de olur öyle
- Mevsimlik öğrenci
- Peki Youtube da bizi görecek mi
- Amish diyip geçmeyelim
- 3G geldi de bu kadar mı geldi
- Okeyde kaybeden aşkta kazanmasın
- Amish olmuşsun amma...
- Babayı karıştırma
- İçerik mi görsellik mi?
- Ağustos da bana mı ağustos
- TV'de film keyfi
-
▼
Ağustos
(62)
Bu Blogda Ara
Be it a rock or a grain of sand, in water they sink as the same.
Adam dediğin ıssız olur
11 Ağustos 2009 SalıGönderen Parahuman zaman: 12:56
Etiketler: Çağan Irmak, film, Issız adam, sinema
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Issız Adam filmini görmedim. Belki de herkesten duyduğum duygusal final sahnesinden (bana yapacaklarından) korktuğum içindir.
Ama bu filmden bu kadar heyecansız bahseden, hele hele Çağan Irmak'ı sevmem diyen bir kul duymamıştım, eşin dostun arasında şimdiye kadar.
Allahtan,film hakkında söylenecek bir kaç güzel söz lütfetmişsiniz. Bu tarzınızla blog dünyasında sempatik görünmenizin çok zor olduğunun bilincinde misiniz?
Sayın Asuman Hanım
öncelikle yorumunuz için teşekkürler.
şunu da söylemeden geçemeceyeğim ki ben bu interneti fikirlerimi görüşlerimi özgürce söyleyebileceğim bir yer zannedip de gelmiştim, blog dünyasında sempatik görünmek için bir yer değil. yanlış mı gelmişim yoksa?
Yanlış yoldasınız sevgili Parahuman.Belli ki buralarda yenisiniz. Ortalıkta uçuşan UWO ların hışmına uğramamışsınız henüz.
Not: Telifini bir blogger
arkadaşımdan aldığım bu ifadenin açılımı Unidentified writing objects.
Sevgiler...
O UWO'ların UWO'luğu Unidentified olduğundan deil blog yazarlarının nazik tutumları ile identify etmek istememelerindendir... Gelin görün ki UWO'lara da kapım açık gelsinler ben identify ederim kalplerini kırarım yollarım...
Yorum Gönder