Otoyollarda bir potansiyel kriminal

5 Ekim 2009 Pazartesi

Yine bir haftasonu klasiği olaraktan giydim formamı aldım kombinemi yolunu tuttum stadın oturup arkadaşlarla iki kelam edip maçı izlemeye. Bu sezon gittiğim maçlar arasında da en erken başlayanı olan (20:00 idi maç başlangıcı) maç olması nedeniyle de içimde ufak tefek neşe kırıntıları vardı ilk defa evime erken gidip yapacağım türlü çeşitli yemekler yapıp yiyerek neşe ile maç özetlerini izlerim tandanslı. Gelin görün ki ne kadar kısmetsiz bir adam olduğumu unutmuşum ki saat 10da çıkıp, beni dağ başındaki mahalleme götürecek olan minibüslere doğru yürürken ufaktan tebessüm ediyordum. Minibüse binip iyice yerleştikten sonra tıngır mıngır gitmesini keyifle etrafa bakarak düşünmemeye çalışıyordum. Ne zaman ki minibüs Maltepe taraflarına geldi bir duraktaki 2 polis memurunun el etmesiyle sağa yanaştı. Yurttaki her kriminalin minibüslerde olabileceğini düşünen emniyet teşkilatı sağolsun minibüsteki herkesin kimliklerini topladı tek tek teknolojik bir alet ile bakmaya başladı. Bu esnada da en büyük tedirginlik konum olan kimliğin yanlış minibüse verilme durumu (daha önce eşimden dostumdan duymuşluğum olan bir olay) beni derinden endişelendiriyordu. Kimliğimi geri alıp cüzdanıma koyduktan sonra rahata kavuştum. Kavuşmaz olaydım. Kavuşamadım da zaten. Nispeten iç anadolu şivesiyle konuşan ve yanındaki polise göre biraz daha kalantor olan polisin bir kimliği verip minibüse yollamasıyla aldı beni bir endişe yine. Polisin minibüsün içerisine kafasını uzatıp da "hede hödö kim?" diye 2 kere sormasından sonra şoföre "aracı sağa çekip kontağı kapat" demesiyle biraz kıllandım. O esnada kendi kendime "ne olabilir ki, suçlu kimse çıkar direnirse iki dakka linç eder emniyet güçlerine teslim edip yolumuza devam ederiz" diye kendimi avutuyordum. O esnada bu avuntum da yerle bir oldu. Hakeza adı geçen potansiyel kriminal kişi minibüsün şoförüydü. Polislerle 5-10 dakikalık bir konuşma esnasında mahkemeye gitmeyi unuttuğu anlaşılan şoför "arkadaşı arayayım da gelsin arabayı alsın yolcuları götürsün" deyince anladım ne bahtsız bir birey olduğumu bir daha. Sonrasında da yaklaşık 30 dakika boyunca bu söz konusu arkadaş gelmeyince ordan geçmekte olan aynı hattın başka bir minibüsüne sığınarak yolculuğumun daha ayakta, daha tıkış tıkış ve daha kokulu olan ikinci kısmına başlamış bulundum. Netice olarak da yine saat 12'den sonra evine gelmiş yorgun bir genç. Yalan olmuş bir yemek yapıp yeme hevesiyle çubuk kraker yiyen boynu bükük bir genç.

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin