Sevgili okur seni kendime nasıl hissettiysem en olmıycak fobimi anlatıcam şimdi. Var sen anla kıymetini okur. Benim fobimin sebebi olan mekan Kadıköy'de abuk subuk bir türkü bar. Zaten ismine oldum olası kıl olduğum bu türkü barların bir gün başıma fobi açacağını bilemediydim. Fobime konu olan hadise ise bu barın müşteri çekme tekniklerinden birisi. Şöyle ki efendi gibi sokakta yürürken uzaktan bile hoş gelmeyen davul zurna sesi ile sokaktaki birey ufaktan bir irkilip tırsmaya meyilli hale geçiyor. Sonrasında ise mekanın merdivenlerinden can hıraş bir şekilde inen 8-10 kişilik sivri burun ayakkabılı, ceketi fırlatılmış ve yakası hırpani duran gömlekle bir takım elbiseli, bıyıklı falan adamlar kendilerinden geçmiş bir şekilde halay çekerek bireyin üstüne doğru hızla gelir. Bir yandan coşkulu sesler çıkarırken aralarından en kendinden geçmiş olan da "gel abi gel katıl halaya" diye sokaktakileri darlar. İşte o an bir şekilde boş bulunup da halaya kapılırsanız halayla birlikte merdivenlerden yukarı doğru bir bilinmeyene sürüklenirsiniz.
Az önce de televizyonda koca koca heriflerin kolbastı yaptığını görünce bu fobimin en üst düzeyinin bu olabileceğini anladım. Akıllı bir insan halaydan kurtulabilir çünkü. Halay kıvrak değildir. Halayın ortasındaki adamı gözünüze kestirip onun hep 2 adım önünde ya da arkasında durursanız halay başının size kıvrılıp gelmesi süresince kaçabilirsiniz. "Peki ya halayıın ortasına alırlarsa" diye soran amatörleri duyar gibiyim şuan. Cevabım şudur ki hiçbir profesyonel halaycı, bir kişi için halayı ortadan bölüp bütün halayı riske atmaz. Atamaz. İşin etiğine uymaz. Hadi halayı atlattık o tamam. Şimdi 2 şeritli yol genişliğinde etrafı binalarla kaplı bir yolda karşıdan size doğru yamuk yumuk adımlar atarak dabuldak dubuldak sekerek gelen ve kolbastı yapan 15 kişi düşünün. Bitersiniz. Kaçacak yer olmaz. Akıllıca hamlelerle aralarından geçmez olmaz. Çünkü onlar da bilmiyorlar bir sonraki adımı. Dönüp koşmak da yetmez. Bir ömür kolbastı oynamış adamlardır onlar. Kondüsyonun en üst noktalarındadırlar. İşte gece rüyalarımı kaçıran. Dar sokaklardan hızlı adımlarla geçmemi sağlayan fobim. Şimdi çok abartmış gibi olmıyayım da "manyak la bu okumam bu blogu" demeyin ama dünyanın en sevimsiz şeylerinden birisidir karşımdan bir folklorik hareketler silsilesi izleyerek bana doğru bir beklentiyle hızla gelen insanlar.
Archives
-
▼
2009
(174)
-
▼
Ekim
(28)
- Hırsızın salağı kendini mağdur edermiş
- Bir pazarlama taktiği olarak gece üretimi
- Müslümanlara domuz gribi tuzağı
- Bayram değil seyran değil ilk aşkım beni neden ekledi
- Devlerin ligi böyle mi olur
- Fotojenik aileler
- Folklorik fobik
- Domuz gribi bana teğet geçer
- Kafa attıran tost
- İnci Baba taksitle adam dövendir
- Bir hafta nasıl geçer
- Her tarafından sucuklar sarkan yaratıklar
- Facebook ve hayatıma kattığı yersiz resmiyet
- Teker teker gelin dersler
- Sayın Amerika bilim yapma, kalbini kırarız
- Bunları bilir miydiniz? #2
- Açılın ben bilgisayar mühendisiyim
- Bunları bilir miydiniz? #1
- Pirenses'in "i"si beni gerdi
- Ders kayıt işleri kabusum olur
- Giden mücahitin ardından
- Otoyollarda bir potansiyel kriminal
- Sambalı olimpiyat
- Sanal tarıma mahkeme baltası
- Besili yaşam koçu
- İcat yata yata büyür
- Kahrol medya al sana Marduk
- Kaldırımlar ormana, dönmeli yurdumda
-
▼
Ekim
(28)
Bu Blogda Ara
Be it a rock or a grain of sand, in water they sink as the same.
Folklorik fobik
19 Ekim 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder