Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 3

15 Eylül 2009 Salı

Sevgili dostum Sergei
Yine keyifle okuduğum son mektubunuzdan sonra bu sefer farklı birşeyler yapmam istedim nedense. Adeta istemsizce ayaklarım beni Moskova'nın soğuk ancak sıkıcılığı ile insanın içini yakan o sevimsiz sokaklarında yavaşça ilerletiyordu. Hedefime yaklaştıkça yüzümdeki gülümseme ve içimdeki merak sınır tanımaksızın büyüyordu. Bana yıllar gibi gelen bir yürüyüşün ve adeta koşarak çıkılmış birkaç merdivenin ardından tahta ve oldukça abartılı süslemeleri bulunan bir kapının önünde duruyordum. Kapıyı çaldıktan sonra geçen süre boyunca kalbim Uygurların savaş davulu gibi çarpıyordu. Nihayet kapı açıldı ve karşımda tipograf (bilimle aranız olmadığı için bilmezsiniz diye söylemekte fayda gördüm, tipograf yazı tiplerini ve şekillerini inceleyenlere deniyor) arkadaşım Vasiliyev'i gördüm. Vasiliyev uzun boyuna rağmen son derece çelimsiz, zayıf ve avurtları çökmüş genç bir adamdı. Beni içeri davet etmesinden ve birkaç hoşbeşten sonra esas konuya geldim. Malesef hayatımda heyecanlı pek birşey olmadığı için bu sefer de esas konu sizsiniz sevgili Sergei. Vasiliyev'e sizin mektubunuzu verdikten sonra yüz ifadesinin değiştiğini görünce hiç şaşırmadım. Donuk bakan gözleri hayretle büyüdü, gür bıyıklarıyla oynamaya başladı, alnındaki damar ortaya çıktı (tahmin ediyorum ki sinirden), mektubunuzu tutan elleri titremeye başladı. Yüzlerce kilometre uzaktan değerli dostum Vasiliyev'i bu hale getirdiğiniz için sizden bir kez daha tiksindiğimi bilmenizi isterim Sergei. Nihayet Vasiliyev de bu işkenceye dayanamadı ve belki de kariyerini göz ardı etmek pahasına mektubunuzu kullanılmış bir mendil gibi masanın üzerine fırlattı. Mektubunuzu alıp Moskova sokaklarında neşeyle sekercesine evime giderken aklımda hâla Vasiliyev'in "bunu yazan karaktersiz sanırım" sözleri yankılanıyordu. Bunu size ilk mektuplarımda da söylemiştim ve şimdi bir bilirkişi tarafından onaylanmış olması da beni son derece mutlu ediyordu. Şimdi de tekrar bunu keyifle mektubumun sonunda belirtmekten kıvanç duyuyorum sevgili Sergei, siz şu uzun ömrümde gördüğüm en büyük karaktersizsiniz.
En kısa sürede karakterlenmeniz dileğimle
Vladimir

Aziz dostum Vladimir
Beni bir kere daha yanıltmadığınız için teşekkür ederim ve artık şunu da anlamış bulunuyorum ki sizin gibi insanlar olduğu sürece birçok sektör varlığını koruyabilecektir. Yazı tipinden karakter tahlili yapılabildiğine inanan sizin gibi tipler olduğuna göre yakın zamanda içerisinden günlük fal çıkan enfiye kutusu ya da gelecekte ne yapmanız gerektiğini söyleyen notlar içeren kurabiyeler de çıkarsa onları da alıp saf gibi inananlar olacaktır. Ancak bu akıldan yoksun halleriniz eskiden beni güldürürken artık hüzünlendiriyor. Sizin gibi insanların varlığından artık korkmaya başlıyorum. Hatırlatmakta fayda görerim ki ben sizin gibi dünyaya hiçbir faydası olmayan bir insan değilim, günümün yaklaşık yarısını ağaç keserek geçiriyorum, bu yüzden de elimde bazı deformasyonlar ve nasır bulunduğu doğru. Bu yüzden ve kullandığım kalemin hayli kısa olmasından ötürü yazı şeklim de tahsil hayatını bir saçmalık üzerine yapmış olan arkadaşınız Vasiliyey'in kafasını karıştırmış olabilir. Zaten sizinle ahbaplık etmesinden onun da ne kadar rasyonel zekadan yoksun birisi olduğunu anlamak mümkün. İsterdim ki yazdıklarımda bir mantık hatası ya da anlatmaya çalıştığım şeylerde bir hata bulun da beni öyle yargılayın, ama siz de diğer birçok Moskova'lı gibi şekilcinin ve yüzeyselin önde gideni olduğunuz için bunu yapabilecek kapasitede değilsiniz. En azından ben son mektubunuz sayesinde ne kadar boş ve saçma inançları olan tabiri caizse tırt bir insan olduğunuzu anlamış bulunmaktayım.
Şekle değil içeriğe odaklanmanız dileğiyle
Sergei

1 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

Nihayet..

Ben bayılıyorum bunlara.
Ve daha kısa aralıklarla lütfen...

Blog Widget by LinkWithin