Dün gece Genç Bakış adlı programdan sıkıldıkça diğer kanallara bakarken neredeyse aynı berbatlıkta başka bir programa daha denk geldim. Yiğit Bulut'un sunduğu Sansürsüz isimli programın da tartışma konusu evrim teorisi idi. Sadece yurdumda mümkün olan bir şekilde de evrim teorisi karşıtı olarak beliren 3 kişinin tek dayanağı "Tanrı var demek ki evrim yoktur" idi.
Bir önceki yazımdaki gibi bu programda da sunucu yetersiz kaldı. Hatta yeterli olmak için hiçbirşey yapmadı. Haliyle herkes katılımcılar da "ben daha çok bağırayım da haklı sansınlar" gibi bir inanca sarıldı. İşin sevimsiz kısmı ise 3 bilim insanı karşısına 3 anlayamadığım insan koymuşlar. Anlayamadığım insanlar da hiçbir tez öne sürmeden sadece karşı tarafı yadırgamaya and içmiş. Hatta bir ara şu diyaloğa tanık oldum.
Anlayamadığım insan: Şimdi bana cevap verin madde ezeli ve ebedi midir?
Bilim insanı: (Türlü uzun açıklamalardan sonra) evet öyledir
Anlayamadığım insan: Ya işte evet böyle söylemek zorunda çünkü başka birşey söylese onu aforoz ederler.
Sunucu: Kim aforoz eder.
Anlayamadığım insan: İşte onu o daha iyi bilir.
Güzelim bilimsel tartışmalar Cin Ali seviyesine geliyor böylelikle benim yurdumda. İşin sevimsiz tarafı bu evrim teorisine karşı çıkanlar evrim teorisiyle ilgili birşey bildikleri için değil yobaz üstleri böyle savunmalarını emrettikleri için böyle yapıyorlar. Hatta programda da bir tanesi "evrim teorisi doğrudan tanrının varlığını inkar etmeyi emreder" dedi, karşısındaki "alın bu kitaptan bana bu söylediğinizi gösterin" dediğinde "ya işte efendim şimdi nası bulayım ehoro mehoro" deyip geçiştirdi. Hadi yalan yanlış da olsa savunacak birşeyleri vardı da bari bunu karşı tarafın sözünü bağırarak keserek yapmasalardı. Bilimsel (biyolojik) birşeye din gibi bir dayanak noktası ile karşı çıkmak da sadece bizim yurdumuza has bir özellik olsa gerek sanırım.
Archives
-
▼
2009
(174)
-
▼
Eylül
(38)
- Yalandan ansiklopedi
- Radyom da internet alemlerinden gelsin
- Gaspa örf süsü vermek
- Türkler ne arar
- Geniş Aile
- Pardon
- Giden konforun ardından
- Alyen gelir hoşgelir
- Bir lise hocasından inciler
- Evrimin sansürsüzü baş ağrıtır
- Genç bakışlar tedirgin
- Nihayet oldu
- Gel biraz da bana sansür
- Gelecekten gelen parkinson
- Açıklamalı dalya
- Bayram klişeleri
- Hedeften şaşmak
- Messi vs. Ronaldo
- Haydi çocuklar okula
- Bir cinayetin ardından
- Tek tabanca gelmesin maça
- Mitolojik olmuşsun ama...
- Meğersem beygirlerdeymiş talihim
- Vladimir - Sergei mektuplaşmaları - 3
- Ağva'da haftasonu
- Kırımlı mı Kongolu mu kanamalı ateşlisi
- Talihim beygirlerde mi yoksa
- Koşan çılgın hümanist
- Sektörüm kan ağlıyor
- Birşeyler mi yapsak
- Ağlamaklı şeker reklamları
- Ruh haline göre müzik seç
- Helal internet
- Modern tıbbı küstüren genç
- Türk insanı kalıp sever
- Samurai Champloo
- Staj işlemleri ve bürokratik kabus
- Dünya barış günü
-
▼
Eylül
(38)
Bu Blogda Ara
Be it a rock or a grain of sand, in water they sink as the same.
Evrimin sansürsüzü baş ağrıtır
24 Eylül 2009 PerşembeGönderen Parahuman zaman: 17:55
Etiketler: din, evrim teorisi, Sansürsüz, tartışma, televizyon, Türkiye, Yiğit Bulut, yurdum insanı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder