Büyük umutlar

3 Mart 2010 Çarşamba

Yıllar yıllar evel yurdumdaki her gencin kabusu olan benim de başıma dert olunca ben de birçok insan gibi dershane denen o enteresan yere girmiş bulundum. O zamanlar ümit vaadeden bir öğrenci olduğum için sıralamalarda üst sıralardan bir sınıfta yer edinmiş neşeli neşeli o test senin bu deneme sınavı benim uğraşıyordum. Biyolojide ki bir konuyla ilgili çıkan soruların çoğunu da yanlış yapınca bana danışman olmayı kendine iş edinmiş olan hoca "sen bu dersi haftaiçi bir sınıfla gir tekrar dinle" diye telkinde bulununca ben de kendisini kırmamak için hayhay diyerek haftaiçi girmeye karar verdim. Şunu da vurgulamakta fayda var ki haftaiçi derse girenler birkaç kere ÖSS'ye girip kazanamamış insanlardan kurulur. Ayrıca yaklaşık 15 kademe olan ve başarıya göre belirlenen bir sınıf sisteminde benim o gün dahil olduğum sınıf 13. kademe falandı. Yani 180 sorudan 4-5 net yapan öğrencilerdi çoğu.

Derse girip orta sıralardan birine kurulup dersi dinledim. Sonrasında da hem yaklaşan ÖSS tarihi dolayısıyla öğrencileri ümitlendirmek hem de sınıfın amacını anlamak adına tek tek öğrencilere hedeflerindeki bölümü sormaya başladı. Birçok kişiden "kısmet" "hayırlısı" gibi cevaplar duyduktan sonra sıra önümde oturan kara kuru kavruk birine geldi. Hoca ona gelip "sen ne düşünüyorsun" diye sorunca büyük bir kararlılıkla "ODTÜ tıp" dedi. O anki hocanın suratını da unutamıyorum. Şimdi düşününce insanın kendine büyük bir hedef belirlemesi kötü birşey değil. Ama bir de göz var izan var. ODTÜ'nün her bölümüne girebilmek için 350 falan civarında bir puan yapmak lazımdı o zamanlarda. Bu vatandaşın ise 200'ü görebildiğinden bile emin değilim. Kaldı ki bir de şu var ODTÜ tıp olsa 370 puan falan olurdu, olurdu diyorum çünkü ODTÜ'de bilindiği üzere tıp bölümü yok. Bu adam kendini gaza getirmek için herhalde aklına gelen en abartılı kombinasyonu söylediydi ODTÜ tıp diye ama insan kendisine yalandan da olsa bir hedef belirlerken biraz araştırmaz mı öncesinde. Sınıfta bu durumu sanıyorum ki ben ve hocadan başka farkeden de olmadıydı işin kötü tarafı.

2 yorum:

FUNdy dedi ki...

ay çok güldüm ya...Ben de Boğaziçi Hukuk diyeni duyduydum aynı senin bahsettiğin kararlılıkla...:) O anda adama duyduğun tüm ilgi, güven bir anda dağılıp eriyiveriyor...ulaaaan ben kiminle konuşuyomuşum oluyosun....

Parahuman dedi ki...

işte ben o aynı yıkılmış ifadeyi soruyu soran öğretmenin suratında gördüydüm :D "meğer ben kimlere öğretmenlik ediyormuşum" ifadesiyle yıkıldı adam adeta :D

Blog Widget by LinkWithin