Vladimir - Sergei Mektuplaşmaları - 4

2 Mart 2010 Salı

Sevgili dostum Sergei
Artık size bile sinirlenemiyorum sevgili Sergei. Odama girdiğimde postacının bırakmış olduğu ve üzerinde sizin imzanız olan o haki renkli zarfı görünce eskiden dişlerimi gıcırdatırken artık tebessüm etmekle yetiniyorum. Moskovanın gri sokaklarındaki karlar bile artık gözüme daha beyaz görünüyor, ağaçlar daha güçlü, insanlar daha mutlu ve hatta hayvanlar bile daha bahtiyar. İnanması belki de size de güç geliyordur ama dünyada o kadar güzel varlıklar varmış ki artık size bile sinirlenemiyorum. Evet doğru tahmin ettin sevgili Sergei söz konusu güzel varlık size de daha önce bahsetmiş olduğum üst kat komşum. Sizden farklı olarak, siz dağ başında ağaçlarla hayvanlarla muhatap olurken ben Moskova'da gerçek bir insan gibi diğer gerçek insanlarla sosyalleşiyordum. Sayın üst kat komşum olan Nadya hanım ile nicedir beklediğim fırsatı yakalayarak merdivenlerde karşılaşma fırsatını yakalayabildim. Gelin görün ki hayatıma girmenizden itibaren hiçbir işimin rast gitmemesi gibi o karşılaşma da beklediğim gibi olmadı. Nadya hanımın kapısının açılmasını saatlerce bekledikten sonra duyduğum o derinden ve melodik kapı gıcırtısı ile evimden fırlayarak merdivenlerde karşılaşma ümidi ile merdivenlerden hızlıca yukarı çıkarken Nadya hanımın da beyaz zarif elbisesinin içerisinde adeta bir kuğu gibi merdivenlerden aşağıya, bana doğru süzüldüğünü gördüm. O esnada Nadya hanım komşuluk nezaket kuralları çerçevesinde zarifçe kafası ile selam verirken merdivenleri hızlıca fırlamış olmanın verdiği nefes kesintisi ve bu selamın bende uyandırdığı o neşe patlaması ile aşırı bir hareket ile sırıtırken istemsiz bir "hıh" sesi çıkararak bu zarif hanımefendinin bir anlık şaşkınlıkla karışık ürkek bakışlarına nail oldum. Ancak bu ses aslında devamında gelecek felaketin habercisi gibiydi. O esnada merdivenlerde dengemi kaybetmek korkusu ile trabzanlara sıkı sıkı yapışmışken akciğerlerime aniden doldurduğum Moskova'nın o soğuk havası malesef bir hapşırık olarak solunum yollarımı terketti. Sadece birkaç saniye önce akciğerlerimi ziyaret eden Moskova havası çıkmış olsa çok sevinecektim, gelin görün ki o anda trabzana yapışmış olmanın getirdiği elimi kolumu kullanamama durumum ile ne yazık ki ağzımı kapatamamamla ağzımdan fırlayan o bir parça, şuan burada adlandırmak istemediğim, sıvıya da mani olamadım. Zamanında adeta donduğu o anlarda o sıvı parçasının güneş ışınlarını dağıtarak merdivenlerden yukarı doğru olan yolculuğunu korkulu gözlerle izledim, korkarım ki o sırada Nadya hanım da bu sevimsiz ve yersiz sıvının bu yolculuğunu benzer bakışlarla izlemekteydi. O anda bütün dualarım kabul oldu ve bu yersiz sıvının yolculuğu Nadya hanımın elbisesinde ya da daha kötüsü o ipeksi cildi yerine zarif ayaklarının birkaç santim ilerisinde, yaşadığım apartmanın o gri basamağında son buldu. O anda yüzümün adeta bir pancar gibi kızardığından emin olarak, ürkek ve utangaç bakışlarla kafamı kaldırıp Nadya hanıma bakmaya niyet ettim. Ancak adeta beyaz bir güvercin kanadı gibi görünen bir elin geniş siperliği olan süslü bir şapkayı indirmesinin son anlarını görebildim. O aciz ruh halim ile trabzanlara 2 elimle yapışmış haldeyken kıpırdayamazken, o şapkanın altındaki ince zarif ve beyaz yüzün tiksinti ile buruşmuş mu yoksa güzelliği karşısında düştüğüm bu şaşkın duruma tebessüm etmiş mi olduğunu merak ederek kaldım. Hızlıca ve o sevimsiz sıvı parçasına basmamaya özen göstererek, ki bu hareketiyle o sevimsiz sıvıyı görmezlikten gelmeyeceğini kanıtlayarak, hızlı ve sessiz adımlarla süzülüp giderken ben ise trabzanları sıkı sıkı tutmaktan eklem yerleri beyazlaşmış ve terleyen ellerime lanet ediyordum. Bunca şeyi size anlatmamım bir sebebi var sevgili Sergei, birincisi hayatımda ne kadar saçmalasam da sizin kadar düşük bir seviyeye ulaşamayacağımı bilmek. İkincisi ise övünç ile bahsettiğiniz o edebi yeteneklerinizi kullanmak ve bu sebepsiz ve uzun ömrünüzde ilk defa elinize geçen bir işe yarama fırsatını yakalamış olmanız. Bu nahoş olayı unutturabilmek için bir dahaki planlı tesadüfi merdiven karşılaşmamızda Nadya hanımefendiye verip gönlünü almak için bana yazıp yollayacağınız bir şiir ile içinde yaşamış olduğunuz bu dünyaya belki de ilk somut katkınızı yapacaksınız. Aksi taktirde ise beni yine hiç şaşırtmamış olacak ve niteliksiz yaşamınıza günler eklemeye devam edeceksiniz.
Cevabınızı ve ekteki göndereceğiniz şiiri merakla ve heyecanla beklediğimi bilmenizi isterim.
Vladimir

Aziz dostum Vladimir
Bilmenizi isterim ki mektubunuzu kahkahalar eşliğinde okudum. Sonra sizin bile bu kadar eblehçe hareket edemeyeceğinizi düşünerek bir daha okudum, doğruluğundan emin olabilmek adına. Mektubu ikinci okuyuşumdan sonra gerçekten bu kadar ahmak olduğunuzu görerek yaklaşık 4-5 saniye kadar sizin adınıza üzüldükten sonra tekrar katılarak gülmeye devam ettim. Size daha önce yaptığımda bozulduğunuz hayvan benzetmelerine kendiniz bir yenisini ekleyerek benim gözümde artık bir lama (siz her ne kadar bu hayvanın ismini ilk defa duyuyorsanız da) da oldunuz. Ayrıca şunu da açıkca belirtmekte fayda görüyorum ki kendisinden daha önce de bahsetmiş olduğunuz Nadya hanım sizin bir meczup olduğunuzu düşünüyordur. Hatta tahmin ediyorum ki bundan sonra merdivenlerde sizinle karşılaşmamak için çok daha sessiz hareket edecektir. Açıkcası ben de merdivenlerden inerken sizin gibi özgüven problemi olan, merdivenlerden koşarak çıkan (ki Nadya hanım evinizin alt katta olduğunu biliyorsa sizin bu yukarı çıkma eyleminize de şüphe ile yaklaşmıştır eminim), trabzanlara can simiti gibi sıkı sıkı sarılan, önce komik bir mimik yapıp sonra istemdışı sıvı partikülleri fışkırtan birisi görsem bir dahaki münasebetim balta ya da münasip bir sopa ile olurdu diye tahmin ediyorum. Ayrıca kendi yaşadığınız sosyal hayatı övmenizi okurken de dün tanıştığım bir ağacın sizden çok daha mantıklı davrandığını bilmenizi isterim. Ben sizin gibi şehirde yaşayıp her güzel bir hanımefendi gördüğüde türlü vücut salgıları fırlatan insanlar olduğu için bu asosyal hayatı tercih ediyorum zaten. Son olarak bu kadar rica etmiş olduğunuz için Nadya hanıma iletmeniz dileği ile bir dörtlük yazıp zarfa koyuyorum.
Dörtlüğü en kısa zamanda Nadya hanımefendiye vermeniz dileğimle.
Sergei

Moskova'nın bol olur hödüğü
Etrafına çok saçar tükrüğü
Rahat bir hayat sürmek isterseniz eğer
Görmezden gelin bu şiiri veren güdüğü

2 yorum:

littleiv dedi ki...

eheh güzel olmuş yine

Parahuman dedi ki...

teşekkürler efem...

Blog Widget by LinkWithin