Yetenek bu mu Türkiye? #2

22 Mart 2010 Pazartesi

Daha önce de malum yarışma ile ilgili yazdığım yazının ikincisini yazacağımı hiç tahmin etmiyordum açıkcası. Gelin görün ki bugün yarışmanın bittiğini görünce tekrar birşeyler yazayım dedim. Hatta en iyisi madde madde yazayım da okuması kolay olsun.

  • Türkiye'de bu tip yarışmalarda engelli ya da çocuk olunca sanırım baya bir avantajlı olunuyor. En sıradan işleri bile yapsa finallere falan kalınıyor.
  • Bir çocuk vardı ki unutamadım. Düğün piyanisti tadında, 50 yaşındaki bir emekli devlet dairesi memuru mimiklerine (yani neredeyse hiç) sahip, arabesk söyleyen ve ağlak suratlı bir çocuktu bu. Çocuk bile derken ellerim titredi adeta. Bu çocuk bile finale kaldıydı mesela.
  • Enteresandır ki onlarca ilüzyonistten bir tanesi bile finale kalamadı. İzlerken keyifliydi oysa ki. Ama her çocuğu finale almaktan ilüzyonistlere yer kalmadı.
  • Gurbetçi Türkçe'sinin ne kadar itici olduğunu bir kere daha gördüm bu yarışmada.
  • Bu arada şunu da anladım ki bu yarışma 15-20 sene önce yapılmış olsaydı baya bir Zeki Müren benzeri şarkı söyleyen insan olacakmış. Bugün bile birkaç böyle şarkı söyleyen insan olduydu.
  • Bu arada televizyonculuk açısından da zamanın ne kadar kötü kullanıldığını gördük. Programın başından sonuna kadar devamlı panik halinde reklama gitmeye çalışan bir Acun Ilıcalı kaldı sadece benim aklımda.
  • Şunu da gördük ki ülkede gerçekten bin çeşit insan varmış. Çalışınca her türlü enteresan yeteneğe sahip olabilecek DNA'lara sahipmişiz.
  • Programın en eğlenceli anları genellikle Acun Ilıcalı'nın Hülya Avşar'a söylediği alaycı cümlelerdi sanırım. Bu arada nedendir bilmem ama stüdyo dolusu seyirci de hep Acun'un tarafını tutuyor oluyordu gördüğüm kadarıyla.
  • Bu arada seneye program yine olacakmış sanırım. Çok isterim ki çoluk çocukların çok sıradışı birşey yapmadıkları sürece ilerleyen turlara kalmasın. Koca sahne anaokulu bahçesi gibi oluyor sanki bir anda.
  • En kötüsü de bütün yabancı isimleri de nasıl baltalayabildiğimizi gördüm. Beat box yapan adamlar vardı misal. Bizim halkımız o beat box'ı internet ortamına bigbak, bitbaks, bigbox, bitbok gibi farklı isimlerle taşıdı. Aynı şekilde popping isimli dansı da papi, popi, popik gibi farklı yeni isimlere büründürdüler.
  • Bir de şu dikkatimi çekti ki bazı gruplar 20-30 kişiyle katıldı yarışmaya. Öyle olunca birincilik ödülü de çok matah birşey olmuyor sanki. Adam başı 25 milyar falan düşerdi onlar kazansaydı.
  • Seneye programı çok merak ediyorum, bu seneki finalistleri taklit eden baya bir insan göreceğime eminim mesela. Ayrıca yarışma daha popüler olduğu için daha da enteresan tipler dökülecek yarışma ortamlarına. Yeter ki gözünden süt fışkırtmak gibi faydası, estetiği olmayan şeyleri yetenek sanıp da gelmesinler.

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin