Bir kazanın bilinmeyenleri

17 Nisan 2010 Cumartesi

Gün geçmiyor ki neredeyse benle yaşıt otomobilimle ilgili bir olay yaşanmasın. Son 5 dışarı çıkışımın 4'ünde vukuat çıkaran otomobilim ilk defa bu perşembe günü kendi kabahati olmayan bir mevzuya karıştı. Sevdiceği eve bırakmış, sonrasında tıngır mıngır evime gitmeye çalışırken vurdular güzelim Naj'ıma (daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere sesten yavaş arabama verdiğim isim) yandan. Ben düz yolumda giderken göbekten dönen bir vatandaşın benim otomobilin sol arkasına çarması ile otomobilim lönk diye dönerek göbeğe çıkmış bulundu.

İlk olarak şunu belirtmeliyim ki arabadayken hep sağdan soldan gelen arabaları görüp "bu denyo önüme fırlamasın şimdi" gibi olası senaryoları kurardım. Kurduğum başıma geldi. Bir diğer ilginç durum ise kaza anında arabamdan trönk diye bir ses gelip anien göbeğe fırladığı anda insanın o panikle hiç frene falan basmak aklına gelmiyormuş. Arabada yalnız olmanın verdiği gazla güzel bir küfür savurdum ben mesela ilk çarpma anının şaşkınlığı ile, iyi geldi.

Kaza sonrası süreç ise çok daha farklıymış. Yıllar yılı bir kazanın yanından geçerken hep hasarlı arabalara bakmışlığım vardır. Ama hiç o sırada şoförler ne yapıyor diye bakmadım. Bu sefer şoför konumunda olan ben olduğum için de ne yapacağım konusunda kararsızdım. Araba yolun ortasındaki göbeğe fırlamış haldeyken bir yandan kontağı kapatıp farları söndürürken bir yandan da yan gözle diğer arabaya bakıyordum. İlk etapta ön koltuklardan inen 2 tane genç eleman arka koltuklarda oturan 2 orta yaşlımsı kadın gördüm. Ben arabadan büyük bir hışımla inene kadar kararlılıkla benim arabaya doğru yürümekte olan bu 2 insan tosun ebatlarımı görünce bir iki saniyeliğine durakladılar. Sonrasında hızla yanıma gelip elimi sıkıp "geçmiş olsun abi" diyip hasar incelemesine giriştiler.

Daha kazanınkonusunu adam gibi açamadan yanımızda 2 motorlu 3 insanlı yunus polisler beliriverdi bir anda. Ben de baştan bir gururlandım "heyt be ülkemin polisine bak heralde mobese kamerasından gördü durumu 2 dakikada geldi" diyerekten. Meğer öyle bir durum yokmuş. Tesadüfen oradan geçmekte olan bu polisler öncelikle benim haklı, çarpanların da son derece kusurlu olduğunu belirterek içime su serpmiş bulundu. Çarpanların genç olanı o anda "abi sen de çok hızlı geliyodun, kaptırmış geliyodun" deyince "birincisi ben taş çatlasın 50-60'la geliyordum, ikincisi ben yolumda giderken yandan gelip vuran sensin, daha yavaş gelsem kafadan tokuşacaktık demek ki" deyince anladı hatasını sustu. Ancak yunuslar da bu esnada "bu kaza için trafik polisi çağırmayın bu saatte gelmez zaten böyle bir kaza için, siz aranızda tutanak falan tutun" deyip gidince kaldım yine diğer kazacılarla başbaşa. Bu arada belirtmekte fayda görüyorum ki yunusun söylediği "bu saat" akşam 9'dan ibaret bir saat.

O esnada da Türk milletinin ne kadar yardımsever ne kadar anlayışlı olduğunu bir kere daha gördüm. Şarjım bittiği için kaza yaptığımın adamın telefonundan aile büyüğümü çağırdıktan sonra bekleme sürecinde geçen her 5 arabadan birinden gelen "geçmiş olsun" temennilerini kaldırımda başımla hafifçe selam vererekten vakur bir eda ile karşıladım. Daha da meraklı bir vatandaş ise kaldırımda yürürken atladı geldi yanımıza. Kendisi egzoz (yazılışına TDK'dan baktım yanlış diyenin kalbini kırarım) ustası biri olduğu için araba hasarlarına da alışık biriymiş anladığım kadarıyla. Bir anda ortamın eksperi oldu ve kaportacı bir arkadaşını aradı. Kaza sonrası tutanak işlemleri süresince yoldan geçen 5 tane asayiş polis arabasından sadece bir tanesinin durup "bir sıkıntı var mı?" diye sorması da beni duygulandırdı. Ona da "yok, tutanak yazıyoruz" diyince "geçmiş olsun" diyip hızlı bir şekilde uzaklaştı. Kazacı taraftan gelen "50 Tl vereyim anlaşalım" tekliflerini de kaportacı gazı ile bertaraf ettikten sonra 1 saat kadar tutanak işleriyle uğraştıktan sonra kaza sonrası dönemi sonlandırmış olduk.

Naj'ıma kıvançla bakarken şunun farkına vardım, bir kazanın iki tarafından biri olan Naj'da toplam 100 Tl civarı bir hasar varken diğer tarafı olan 2009 model diğer arabada en az 700 Tl'lik bir hasar bulunmaktaydı. Kendi kendime "bu bir meziyet midir acaba" diye düşünürken birkaç metre ilerleyince arabadan gelen givicile givicile sesinden yamulan yerin tekerleğe sürttüğünü ve böyle gitmeye çalışınca tekerleği de parçalama ihtimali olduğu düşünülerek kaza mahalline yakın bir yere arabayı bırakarak eve döndüm. Şimdi ise birlikte geçirdiğim her saniyenin bir heyecan kasırgası olan Naj'ımın tamirden dönmesini dört gözle bekliyorum.

6 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

Gelmiş geçmiş olsun canım benim. Unutma o arabayla annen seni bir bebeyken yuvalara taşıdı. Bir daha da telefonun şarjsız çıkıp anneni dolayısıyla beni de gereğinden fazla merakta bırakmazsın umarım.:((

Parahuman dedi ki...

öncelikle teşekkür ediyorum efenim... telefon konusuna gelecek olursak eğer gün içerisinde evden çıkmadan önce şarj ettiğim emektar telefonumun şarjı 4 saatte bitiyor... o konuda yapabilecek bişeyim yoktu...

FUNdy dedi ki...

Aaa gecmis olsun. Eskisinden iyi olur tamirden gelince araban. Mala gelsin boyle seyler.

Parahuman dedi ki...

teşekkürler :) kimsenin yaralanmamış olması güzel tabi de benim hatam olmayan bir durum yüzünden bir hafta boyunca otobüslere muhtaç olmak da sevimsiz bir durum... tam da izlandadan gelen küllerle asit yağmurlarına gark olunacak haftada bu geldi başıma bi de :/

ocimen dedi ki...

Geçmiş olsun. Naj'a selam yola devam.

Parahuman dedi ki...

saolasın ocimen dostum

Blog Widget by LinkWithin