Şöyle Böyle #1

8 Kasım 2009 Pazar

Kaç zamandır aklımı fikrimi toplayıp da bütün ve güzel bir yazı çıkarabilemedim. Ancak nicedir gördüğüm kısa maddeler halinde aklıma gelenleri yazma formatını nihayet ben de uyguluyorum. Daha şimdiden kendimi çok rahatlamış hissediyorum.

  • Özel halk otobüslerinin özelliğinin bana özel olmasından değil de işletmecisiyle alakalı olduğunu öğrendiğimden beri gözüm yaşlıdır boynum büküktür.
  • Sanmıyorum ki Türkiye'de açıldığı anda sağ alttan abuk subuk uyarılar çıkarmayan bir bilgisayar olsun.
  • Oray Eğin'in şov programını gördüm az önce. Anladığım kadarıyla orkestraya yaptıkları tuş başına para ödüyorlar. Zaten programda da hiç espri yapabilen olmadığı için zırt pırt tuş giriyor orkestra. Rock konserine döndü demek isterdim ama orkestranın vokalistine de uyuz olduğum için demiyorum.
  • Benim mantalitemdeki her insan bindiği asansör ufak kıpraşımlar yapınca "lan keşke merdivenlerden inseydim zaten 8 kat, ne güzel kalori yakardım" diyip asansörden sorunsuz inince de "oha ne inicem lan merdivenlerden can mı dayanır" diyendir.
  • Gittiğim maçlarda başka tribünlerdeki eşine dostuna kendisini göstermeye çalışan insanlar oluyo anlamıyorum ben onları. Bir elinde telefon kulağına yapışık, diğer elinde bir atkı ayağa kalkmış olabildiğince sallar bu abiler. Kendilerini göstermeyi başarınca da el sallayıp otururlar. Onca çaba bunun içinmiş derim ben de.
  • Başka bir maç olayı yaşadım ki o bambaşkaydı. Yurdum insanı teknoloji kimliğine bürünüp sahaya inmiş adeta. Parası bol bir abi almış 3G'li süper cep telefonunu bir ahbabını da aramış görüntülü görüntülü tribünleri gösteriyor. Ancak telefonun diğer ucundaki pala bıyıklı abi farkında değil ki görüntülü konuşma iki taraflı bir hadise ve tribünün büyük bir kısmı da onun telefon ekranındaki sırıtan kellesini görüyor.
  • Ülke olarak çekirdek ve türevlerine karşı doğal bağımlılığımız var.
  • Bu ülkede bir numaralı gözlem adamları taksicilerdir. Hangi kılıkta binerseniz binin bir şekilde ortak bir payda bulup o muhabbeti açarlar mutlaka. Bazen bir T cetveli bazen bir anahtarlık. Taksici muhabbetinden kaçış yok. Ama güzel de oluyo la.
  • Benim blogumu okuyup da Türkiye'ye gelmeye niyet eden yabancı dostlarımız Türkiye hakkında birşeyler izleyip öğrenmek istiyorlarsa bütün belgeselleri falan geçsinler Yemekteyiz'i izlesinler. Türk halkını daha iyi görebilecek bir program.
Bu formatta yazmak da süper neşeli bir olaymış. Bundan gayrı sağa sola notlar bile alırım unutmayayım da doya doya yazayım bu formatta diye.

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin