Şöyle böyle #42

17 Ekim 2010 Pazar

Geçen sefer lafı uzatmadan direk yazıya geçmem çok hoşuma gitmiş olacak ki bu sefer de aynısını yapıyorum. Aha da yaptım bile.

  • Radyolarda falan şey modaydı bir vakitler, "bu şarkı da tüm sevenlere gelsin" denirdi. Ne zaman "a song for the lovers"ı duysam işte aklıma bu anons gelir.
  • Yeni meskenimden okula taksiyle de minibüsle de gitsem aynı meblağ tutuyor yaklaşık. Ben de konforuma bir zeval gelmesin diye taksiyi tercih ediyorum. Eskiden taksimetre denen alet vitesin oralarda olurdu bakınca görülürdü. Teknolojiyle birlikte taksimetreler de yer değiştirmiş. Şimdi tavşan gibi etrafa ürkek bakışlar atıyorum taksinin içinde taksimetreyi bulayım diye.
  • Eti cin diye bir tüketim maddesi var. Yemek için. Şimdi onun ufak versiyonunu çıkartmışlar. Reklamına denk geldiğimde de "tek lokmalık ufak eti cin" gibi birşeyler söyledi. Bir an aklıma benim o eski büyük eti cinleri de tek lokmada yiyişim gelince "lan" dedim "acaba ben mi yanlış yaptım bunca sene" dedim.
  • Bakkallara televizyon koyulmasının sebebi para üstü beklerken ki o tırt duyguyu bertaraf etmek için midir acaba?
  • Geçtiğimiz günlerde deprem oldu İstanbul çevresinde malum. Deprem olunca Facebook bir enteresan oldu. Herkes "vay efendim deprem oldu çok korktuk" tandanslı yazılar yazmaya başladı. Korkmuş insan Facebook'a ileti mi yazar lan? Çok saçma değil mi?
  • Sonunda HD televizyon satan firmalardan birisi uyarıma dikkat çekti ve "biz burda size çok süper kaliteli HD görüntüler şeediyoruz ama siz eski dandik televizyonunuzdan baktığınız için birşey anlamıyorsunuz" demeyi akıl etti.
  • Başka bir televizyon şeysi de reklamında ekranı ikiye bölmüş bir tarafın renklerini kısmış bir tarafın renklerini açmış gösteriyo. Nasıl bir çakallıktır bu? Hem ayrıca renkli hali de bu televizyondan görünüyormuş diyip televizyon falan almaz ki millet.

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin