Çok yorgunum sevgili okur. Final haftası diye kaç gündür sabahın 8'inde okula gitmekten ne uyku düzeni kaldı ne bişey kaldı. Yorgunluk yüzünden bloga yazarım diye aklıma not ettiğim onca şey de uçtu gitti. Aklımda kalanlardan bir demet sunayım dedim.
- İçinde çocuk olan diziler çok uzamasın istiyorum. O sempatik sempatik çocuklar ergenliğe yaklaştıkça birer insan azmanına birer genç irisine dönüştükçe insanın izleyesi kalmıyor o dizileri.
- Otobüste biri "camı açabilir misiniz" dedikten sonra ne kadar zorlansa da açılmayan o camlar yok mu, insanı en büyük çaresizlik duygusuna gark eder. Bu isteği yapana dönüp de çaresizce sırıtarak omuz silmek yerin dibine geçmenin resmi belgesi gibidir.
- Dağbaşında yaşadığımdan kelli odamda bulunan devasa şişe suyun soğuk olmaması sorununu camın dışına koyarak çözdüm. Her daim soğuk su bulabilir oldum, gelin görün ki bazı günler karşımda bir şişe dolusu buz görünce söndü bu hevesim.
- Ayakkabı camiasına sesleniyorum burdan, neden bir standardınız yok lan sizin? Kışın beni mağdur eden papuçlardan botlara terfi etmek için bugün yollara düştüm. Kısaca özetlemek gerekirse kramponda 48.5 numara, kaykay ayakkabısında 47.5 numara, gündelik sıradan bir papuçta 47 numara ve bugün öğrendiğim üzere botta da 45 numara giyiyorum. İşin enteresanı ilk girdiğim dükkanda 46 numara bota ayağımı sığdıracağım diye binbir çile çektikten sonra ikinci dükkanda 45 numara bot tök diye oldu ayağıma. Bir standart bulun la şu iş için.
- Evimin önündeki dar bir sokaktan ne zaman ki gece 3te 4te bir araba geçse nedense öldüresiye merak etmeye başlıyorum bu saatte kimdir bu nerden geliyordur diye. Bir gün balkondan kafayı uzatıp sorucam sonunda bu merağa karşı koyamayıp sanırım.
- Bu hafta ertelenen bir tane finalim var idi, haftaya salı günü olmasına karar verilmiş. Meteorolojinin sitesini açtığımda bir de ne göreyim, pazartesi günü yine hunharca kar yağışı bekleniyormuş. Yıldım ben bu işten artık. Sınav olayım diye bekliyorum adeta.